15 Mayıs 2013 Çarşamba

VİYANA'DA KAHVENİZİ NASIL ALIRSINIZ?

Viyana ile ilgili yazı ve fotoğrafları görmek isterseniz yüzlerce kaynağa ulaşmanız mümkün. Bir de ben bu konuda "Viyana şöyle güzel, kafeleri böyle güzel, hele hele bir metro ağı var ki elini kolunu sallaya, sallaya binip, iniyorsun ne soran var, ne de kontrol eden" gibisinden yazılarla ve fotoğraflarla vaktinizi almak istemiyorum. Bu yüzden de kendi bakış açımdan bu güzel kenti anlatmaya çalışacağım.
Tarih kitaplarında Viyana kapılarına kadar dayandığımız anlatılır hep bize. Nedendir bilinmez bu yüzden de hep bir hayıflanma olur kimimizde.
Ben gittim, gördüm bu yüzden de rahatlıkla söylüyorum, Türk milleti artık bu paranoyadan kurtulsun. Çünkü yeni nesil Türkler atalarının yapamadığını yapmış ve Viyana'yı işgal etmişler. Hem de kırıp dökmeden.
Açıkçası Viyana'ya gitmeden biraz ders çalıştım ve burada yaklaşık 150 bin Türkün yaşadığını öğrendim.
Viyana'ya indikten itibaren adım attığınız her yerde Türklere rastlamak mümkün.
Abartıyor muyum derseniz, asla.
İşte kanıtı.

Burası Viyana'nın en ünlü mağazalarının bulunduğu Mariahilfer Strasse. Camcı Tayfun emrinizde.
Sağına bakıyorsun. Türkis kebap, (her Türkis kebap yazan yeri Türkler işletmiyor)
Soluna bakıyorsun, Türklere ait bakkal dükkanı (hadi arkadaşlar kırılmasın süpermarket). Burada bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Pazar günü olunca Viyana'da açık bir yer bulmanız neredeyse imkansız. Buna Türkler de uymuşlar. Eğer önceden önlem almazsanız pazar günü ciddi sıkıntı yaşayabilirsiniz.
Yiyecek, içeceği bir şekilde hallettiniz de, takı almanız gerekirse mazallah pazar günü her yer kapı, duvar.

Burası da Stephan Katedrali'nin bulunduğu bölge. Topkapi güzellik salonu.
Nasıl olsa Türkçe isimler deyip sazan gibi atladım açıkçası. Sonra şeytan dürttü ve araştırınca da gerçek ortaya çıktı. (Az daha bir skandala yol açacaktım)
 "Nur das Beste" Almanca "SADECE EN İYİSİ" demekmiş. YANİ ANNELER İÇİN EN İYİSİ. Açıkçası burada eşime teşekkür etmek lazım bunun "Anneler günü" nedeniyle yapılmış olduğunu o anladı.
İnternet dünyasına da el atmış Türkler. Alp Net'in gecenin ilerleyen saati olmasına rağmen hatırı sayılır müşterisi vardı.
Eğlence sektöründe de varız demişler.
Viyana sokaklarına slogan yazmayı da ihmal etmemiş yeni nesil Türkler

Türklerin olduğu yerde gelinlikçi olmaz mı!..
Gelinlikçi olur da gelin alayı olmaz mı.
Dünyanın başka hiç bir milleti arabalarının aynasına havlu bağlayıp, konvoy oluşturup, kornalara basarak gelin ve damada caddelerde tur attırmaz herhalde.
Neyse Viyanalı da alışmış artık bu türden görüntülere.
Son olarak yaşadığım bir olayı paylaşarak noktayı koymak istiyorum.
Bir İtalyan lokantasında eşimle birlikte yemek yedikten sonra hesabı istedim. Hesabı getiren genç Türkçe "Kahveyi nasıl alırsınız" dedi. Viyana pazarlığın kesinlikle yapılmadığı bir yer. Ödediğiniz paranın miktarının önemi yok. 10 cent bile eksikse kesinlikle kasadan geçemeyeceğiniz bir ülkede bu türden şeyleri duymak mutlu ediyor insanı.(başıma da geldi. 72.80 Euroluk alışveriş yaptım. 10 cent eksikti. Kasiyer yüzüme bakmaya başladı ve 10 cent istedi. Vallahi bozuk olmadığı için 50 Euro bozdu. Bizde olsa "canın sağolsun abi" derler.)
Türk olmaktan bir kez daha mutlu oldum. İsminin Kenan olduğunu öğrendiğim genç Viyana doğumlu bir Kırşehirliydi. Ailesiyle birlikte işletiyorlarmış güzel yemekler yediğimiz restorantı. Biraz sohbet ettik. Onlar da, biz de mutlu olduk açıkçası.
Ne diyeyim Viyana böyle de güzel...



"Işığımın yettiği kadar"
"Minnetle"