11 Eylül 2016 Pazar

2016 YILINDA YURDUMDAN MANZARALAR...

En son 15 Temmuz kalkışmasında doğru düzgün fotoğraf çekmiştim. Bu aralar ne bir yerlere gidebiliyorum, ne de doğru dürüst fotoğraf çekebiliyorum. Oysa ki fotoğraf yaşamımın OLMAZSA OLMAZIDIR. Ülkemin içinde bulunduğu durum ve benim yaşadığım saçmalıklar fotoğraf çekmeme engel oluyor açıkçası. Bu ruh hali içerisinde arşivimden derlediğim fotoğrafları paylaşayım istedim bu kez de.




Burası İstanbul'daki Galata Köprüsü. Malum günün her saatinde hareketli. Baktım abinin birisi fotoğraf çekmek için can çekişip duruyor, hemen olaya el koydum (üstüme ne vazifeyse ?).


Abinin neden can çekiştiğini bu fotoğrafa bakınca anlayacaksınız. Kabaktan bir sanat şaheseri yapmış ve onu da dünya görsün istiyor. Ancak, eseri hayli hacimli olduğu için en küçük bir sarsıntıda denizi boylayacak. İşte bu kaygıyla can çekişirken ben hızır gibi yetiştim abinin imdadına. Hem kendi makinasıyla, hem kendi makinamla çektim. Sanatçı mutlu, ben mutlu oldum.

 Bu fotoğrafı "KENTSEL DÖNÜŞÜM" saçmalığı nedeniyle terk etmek zorunda kaldığım evimin önünde çektim. El arabasında ne ararsanız var. Elektrik süpürgesi, bisiklet, çamaşırlık, sandalyeler ve daha bir çok şey. Bir çoğu kullanılır durumda olan eşyaları alan hurdacı Allah bilir bu kadar eşyayı ya bedava almıştır, ya da 20 liraya. Hurdacının kaça aldığının inanın önemi yok. Ancak, kentsel dönüşüm nedeniyle yerinden yurdundan olan çok sayıda insan çaresizlikten eşyalarını yok pahasına elden çıkarıyor.
                        Vatandaşın belli ki çatısı akıyor.
Çözüm basit.
Çatıyı brandayla kapla, uçmasın diye de gazoz, su, cola şişelerine su doldur uçlarına bağla.





15  Temmuz.
Sabahın köründe köprüye çıkmışım fotoğraf aşkına.
Tarihe tanıklık ettiğim için yorulmak nedir bilmiyorum.
Çift makina çalışıyorum. Allah ne verdiyse çekiyorum.
Fakat her zaman olduğu gibi durumdan vazife çıkartan amirim "Alın şunu" diyor. Genç polisler ne yapsın yaşıma hürmeten abi, hatta bazıları amca "bizi zorda bırakma" diyerek amirinden daha anlayışlı çıkıyor.


Ben bütün bu yaşadıklarımı müdürün yerinde olmayışına bağlıyorum açıkçası.
Hadi Salih ustanın mazereti var; MONTAJDA.
Ülkede kalkışma oluyor, MÜDÜR sen nerelerdesin?
...


Işığımın yettiği kadar.
MİNNETLE.