29 Eylül 2014 Pazartesi

GEZERKEN GÖRDÜKLERİM- 1

Arşivde bekletmenin bir anlamı olmadığı için, elimde biriken fotoğrafları "Gezerken Gördüklerim" başlığı altında yayınlayacağım. Bu başlıkta yer alacak fotoğraflar hem yurt içinde, hem de yurt dışında çekildi.


Musluk akıtmasın diye böyle bir çözüm bulmuş aklıevvelin biri...


Borçları nedeniyle trafiğe çıkamayan bir kamyon. Ancak dikkatle bakınca şoför mahallinde yaşam devam ediyor. Peki üzerindeki yükü neden paraya çevirmezsin be adam... 






Bir dönemin efsanesine bakın. Seni bu hallere düşeren "Kul" utansın...

Tarihi tramvay krikoyla kaldırılınca bu manzara ortaya çıktı.


Dünyanın en medeni ülkesine de gitseniz manzara her yerde aynı. Burası Viyana. Umumi yerlerde köpek sıçtırmanın cezası 36 Avro. Kimin umurunda. Hem de nispet edercesine.

Medeniyet demişken, adamların tuvaletleri bile sanat şahaserleriyle donatılmış.
Öbür taraftan Mozart'ın eserlerini ıslıkla icra edip para toplayanlara ne demeli...
Burası Beyoğlu'nda bir sahaf. Ne zaman önünden geçsem bu güzelliğe tanık oluyorum. Bir şeyler anlatmaya çalışıyor! Anlayana...

Aile saadeti...
Süleymaniye Camii'nden bir enstantane...

Bu koliler dolu. Her koli 10 kilo olsa 200 kilo eder. Allah güç versin. Ekmek parası kazanmak bu olsa gerek.

Yıl 2012.
Yer Tophane-i Amire.
Eser Mehmet Aksoy.
                                               UNİCORN yani tek boynuzlu at efsanesi...
Bu son yıllarda çektiğim en anlamlı, en güzel enstantanelerden birisi. Burası İstanbul'da bir semt. Cam nasıl olduysa kırılmış. Ev sakini camı taktıracak parası olmadığından, ya da üşengeçliğinden olsa gerek boşluğu böyle doldurmuş. Bu bir faraziye değil. Aynı yerden bir kaç ay sonra geçtiğimde de bu manzarayla karşılaşmıştım.



Işığımın yettiği kadar.
Minnetle...