31 Mayıs 2012 Perşembe

Avrenosun Müşterileri-İstanbul Kanatlarımın Altında, Nida geçmiş olsun.

Yıl 1995. Televizyonculuğu öğrendiğim İnterstar'da 2 yıl çalıştıktan sonra bugün dahi bilmediğim bir nedenle işime son verildi. Ben de abim Eray Özbal sayesinde kısa bir süre de olsa set fotoğrafçılığı yaptım.
İlk deneyimim Fransız yapımı olan ve televizyon için çekilen Avrenos'un Müşterileri idi. İnanılmaz zevk alarak çalıştığım bu yapımdan yalnızca bir kare dia var elimde.
Set emekçisi (ismini hatırlayamadığım) bir kardeşim duman efekti vermek için hazırlık yapıyor.
Önce bu kareyle ilgili anımı anlatayım. Aynı anda hem dia, hem siyah beyaz, hem de negatif çekiyorum. Yukarıdaki karenin bir benzerini siyah-beyaz çekmiştim ve 18x24 ebatlarında büyütüp ertesi günü arkadaşa hediye etmiştim. Set emekçisi kardeşim resmi beğenmedi. Ben de bu duruma çok üzüldüm ve günün anısına tek bir kare diayı kendime sakladım.
Neyse, Avrenosun Müşterileri bitti. Hiç tecrübem olmamasına rağmen yüzümün akıyla çıktım ilk set fotoğrafçılığı işinden.
Ardından Umut Sanat'ın yapımcılığını üstlendiği İstanbul Kanatlarımın Altında filminden teklif geldi. Konuştuk anlaştık. Ancak film başladı ne arayan var ne soran. Bir hafta sonra Nida Karabol (Umut Sanat'ın varislerinden. Kendisi şu anda ABD'de kanser tedavisi görüyor. Allah çocuklarına bağışlasın) aradı. Özür diledi, hemen gelip gelemeyeceğimi sordu. Çok büyük paralar harcanarak Tophane'de bir panayır seti kurulmuştu.  Bunun set fotoğraflarının çekilmesini istiyorlardı. Geçen bir haftalık sürede üniversite öğrencisi bir arkadaşa bu görevi vermişler o da yalnızca 1 makara film çekebilmiş.
Ben sete gittim, hiç unutmuyorum filmin yönetmeni Mustafa Altıoklar bana "Sen nereden çıktın" demişti.
O gün tam 6 makara film bitirdim. Ertesi gün, iş başlamadan banyoları ve baskıları yaptırıp teslim ettim.
İşlerimi, o günün şartlarında hemen yapan Süleyman Moripek'i anmadan geçemeyeceğim. İstanbul'da yaşayıp fotoğraf işiyle uğraşan herkesin yolu muhakkak Süleyman Moripek'e düşmüştür. Rahmetli olan Süleyman abinin işlerini, şimdilerde oğulları Recep ve Recai yapıyor. Toprağı bol olsun çok emeği var bizlerde.
Neyse film boyunca tam 2500 kare çektim.
Bu setten ise elimde yalnızca Topkapı Sarayı'ndan çıkan askeri mehteran takımı var.


 Bunlar da sarayı ziyarete gelen ve bu görkem karşısında ne yapacaklarını şaşıran turistler.
Tamamı profesyonellerden oluşan askeri mehteran bölüğünün bu gösterisi adeta tarihin içinden çıkıp gelmişler intibaını uyandırmıştır bende.
Paylaşmak istedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder