20 Kasım 2014 Perşembe

BİSİKLETLİLER ÜLKESİ...

Bir ülke düşleyin. Çoluğu, çocuğu, kadını, erkeği yani toplumun geneli ulaşım aracı olarak bisikleti kullanıyor. Herkes işine, okuluna bisikletle gidip, geliyor...
İşin enteresan tarafı toplu taşıma araçları çok yaygın olmasına rağmen...
Bisiklet ve trafik kültürü çocuk yaşlarda başladığı için hayatın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Görenler zaten biliyordur. 
Ben bu yazıyı görmeyenler için yazıyorum.
Burası bir tren istasyonu. Gördüğünüz parka bisikletini park eden insanlar ya trene binip başka bir kente gidecekler, ya da başka bir kentten buraya gelenler bisikletlerine atlayıp okul, ya da işlerine gidecek.
Bisikleti olanlar için hayat kolaylaştırılmış açıkçası.
NOT-FOTOĞRAFLARA BAKARKEN LÜTFEN ÜZERİNE TIKLAYIP BÜYÜTÜN.
Bisikletini park et ve git.
Bu kadar basit.
Bir şey demeye gerek yok herhalde. Fotoğraf anlatıyor sanki her şeyi...

Yaşın ne önemi var...
Bizde ne mümkün anne 2 çocuğunu bisikletine koyup okula ya da alış verişe gidecek.
Şu güzelliğe bakın Allah aşkına. Her yaş grubundan hanım pedal basıyor.
Peki bu beylere ne demeli. Kılık kıyafetlerine bakınca statü sahibi birileri olduğu belli oluyor. Şimdi düşünsenize ülkemizde falan bankanın genel müdürü bisikletine atlamış işine gidiyor. Ya da filan "BAKAN" denetime çıkmış bisikletiyle.

 Ne diyeceğimi bilemedim açıkçası. Yerini yurdunu terk et, gel gurbet ellere. Burada bisiklete hayatını sığdır.
Yer olsa Dünya'yı sığdıracak...
Sandıklı modeller oldukça yaygın. Özellikle çok çocuklu ve eşyası olanlar tercih ediyor bu modelleri.
Bunlarda işinden çıkıp evine gidenler.

 Park problemini çözmek için 4 katlı park yeri bile var.
Olmadı eski mavnaları kanallara sabitlemişler bisikletli mağdur olmasın diye.
Herkes işinde,gücünde...
 Bu arkadaş ne yapsın park edecek yer bulamayınca çareyi köprüye bağlamakta bulmuş.

Öyle canının istediği her yere park edemiyorsun. Cezası var, çekilme riski var.
 Trafik ışıkları bisikletlere göre düzenlenmiş.
 Abartmıyorum kendilerine ait yollarda yıldırım gibi geçiyorlar. Olduda şebelek, şebelek sağa sola bakıyorsunuz ve yollarına girdiniz. Olacakları siz tahmin edin.
Herhalde kolları yoruldu...
 Bunlarda fiyatlar. Üstelik çocuk için olanlar.
 Öyle çok lüks falan da değiller.
Vitesleri yok. Hatta frenleri bile.
 Bizde olsa kimse yüzüne bakmaz.
 Sanmayın kullanılmamaktan örümcek tutmuş. Hava şartları nedeniyle böyle bir manzara ortaya çıktı.
 Nereye baksanız onu görürsünüz.
Frene ne gerek var kontra dururken...
Ne yazık ki en medeni ülkelerde bile "HIRSIZLIK" büyük bir sorun teşkil ediyor.
 Bütün görüntülerde o var.
 Yansımalarda bile...
 Sanatçılarda onda bulmuş kendini.
 Velhasıl onsuz bir hayat düşünemez burada yaşayanlar.
Abla ne yapsın çocuk sayısı 3 olunca bisiklete sığdıramamış.

Burası Hollanda.
Bisikletlilerin ülkesi. Hayat bisiklete göre dizayn edilmiş bu ülkede.
Gel de yaşama.

Not- Fotoğraflar Amsterdam, Edam, Volendam ve Delft'de çekildi.


Işığımın yettiği kadar...
Minnetle.

2 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı olmuş, tebrikler. Fazlasıyla hoşuma gitti.

    YanıtlaSil
  2. huf. ben de alacağım ki bisiklet..

    YanıtlaSil