Bu yüzden midir bilemiyorum, gençler sürü halinde dolaşıp anı yakalamaya çalışıyor. Oysa adı üzerinde "ANI YAKALAMA" çok kişiyle birlikte o fotoğraf karesini paylaşırsanız çektiğiniz şey asla "BİRİCİK" olmaz.
Bu kardeşlerim umarım çok güzel fotoğraflar çekmişlerdir. Ancak, burada kaç kişi varsa hepsi birbirinin kopyası olan şeyler çekmiştir büyük bir ihtimalle. Fotoğrafa yeni başlayanlar siz, siz olun kendi başınıza ışığı kovalayın.
Bir diğer hususta bu işe yeni başlamış belli ki özeniyor. Ancak nedir bu dünyanın yükünü sırtına yükleyip fotoğraf çekmeye çıkmak. Sanırsın ünlü bir moda fotoğrafçısı çekime gidiyor. Objektifler, lensler. Tripotlar, üçayaklar falan, filan. Eğer gece çekiminde değilsen uzun pozlama yapmayacaksan 3 ayak taşımak hamallıktan başka bir işe yaramaz. Yine birebir şahit olduğum şeyler. Teknik terimlerle fazla boğuluyor gençler. Kardeşim önce diyafram nedir, enstantane nedir, ışık nedir bunları öğrenin. Sonra çarpanları, bölenleri bokehleri (ne demekse) öğrenirsiniz.
Ben gençlere yardımcı olmak amacıyla 1 hafta boyunca ışığı kovaladım sabit enstantane ile yalnızca diyafram değerleriyle ve de pozlama telafisi ile bazı fotoğraflar çektim.Bunları da sizlerle paylaşmak istedim. Önce gün batımında çalıştım.
FOTOĞRAFLARA BÜYÜTEREK BAKIN LÜTFEN.
Bu fotoğraflar 35 mm sabit objektifle çekildi. Fikir vermesi için hem renkli, hem de siyah-beyaz çalıştım.
İki gün sonrada sabah gün doğumunu görüntülemeye çalıştım. Yine sabit enstantane, değişik diyafram ve pozlama telafisi ile çektim aşağıdaki fotoğrafları.
Kırmızı ve mavi tonlar tamamen güneşin bulutlara yansımasıyla ilgili. Burada herhangi bir filtre ya da manipülasyon yok. Bulunduğum yerden sola dönünce kırmızı tonları, sağa dönünce de mavi tonları yakaladım. Tek şansım gündoğumunu evimin bahçesinden görüntülüyor olabilmem.
Lütfen teknik detaylarla boğulmayın. Enstantane ve diyafram kullanmayı iyi öğrenin zaten gerisi gelecektir.
"Işığımın yettiği kadar"...
Minnetle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder